Özellikle soğuk havaların artmasıyla birlikte artan kalp krizi ağrısı her zaman tipik olarak gözlemlenemeyebiliyor. Hazımsızlık, terleme, baş dönmesi şeklinde ortaya çıkan kalp krizi riski olabileceği gibi mide şikayetleri de kalp kriziyle karıştırılabiliyor. Bu nedenle doktora başvurmayan hastaların çoğu ölümle burun buruna kalabiliyor. Özellikle ülkemizde her dört kişiden birinin kalp krizi sonucu yaşamını yitirmesi ve kalp krizi yaşının hayli erken dönemlere indiği de eklendiğinde bu konuda bilinçli olmakta ve belirtileri gördüğünüzde derhal acil servise başvurmakta yarar vardır. Göğüs bölgesinde geniş bir alanda sıkıştıran tarzda görülen ağrı, yeterli nefes alamama hissi ve ölüm korkusunu düşündüren bir ağrı şayet iki üç gün yahut bir hafta kadar sürüyorsa bir uzmanla görüşmekte yarar vardır. Özellikle aile öyküsünde kriz geçmişi olan bireylerin belirtileri mide şikâyetleriyle karıştırmaması önemli bir noktadır. Kalp krizine bağlı ölümlerin yarısı ise yaklaşık dört saat içerisinde hastaneye ulaşmadan gerçekleşmektedir. Genel belirtiler göğüs, kol, boyun yahut çene ağrısı, nefes darlığı, terleme, endişelenme, bulantı, kusma ve nabız düzensizliği şeklinde ortaya çıkabilir.Kalp Krizi Nasıl Önlenir
Öncelikle belirtiler ortaya çıkar çıkmaz acil yardımın çağrılmaması kalp krizi tedavisi önünde bulunan en büyük engeldir çünkü her saniye oldukça önemlidir. Bu esnada hastanın diz çökmesi, derin nefes alarak sık aralıklarla öksürerek nefesini açmaya çalışması, asprin çiğnemesi, nefes almasını sağlamak açısından çevresinin boşaltılması varsa klima açılması yahut ortamın havalandırılması gerekir. Şayet hastanın şuuru kaybolduysa çok hızlı yahut çok düşük nabız alınıyorsa bir kaşıkla dilinin dışarı çekilmesi ve nefes alabilmesini sağlamak amacıyla hava yolunun açılması gerekir. Göğsün son yanına hızlı bir yumruk atılması durmak üzere olan kalbi çalıştırabilir. Ancak diyabet rahatsızlığı olan kişilerde bu belirtiler olmadan da kalp krizi söz konusu olabilmektedir. Genç yaşta fazla spor yapmamış oturarak çalışmak durumunda olan kişilerde kalbi besleyen damar fazla gelişmediğinden daha şiddetli ve ölümcül olabilen bir risk taşımaktadır. Düzenli egzersiz yaparak beslenme düzenini korumak, kırk yaş üzerinde her gün düşük dozlu bir asprin kullanmak koruyucu olabilmektedir. Aile öyküsü olan hastaların sigaradan uzak durmaları ve muhakkak doktor kontrolünden geçmesi gerekmektedir.