Depresyona Dair Bilinmesi Gerekenler

depresyon belirtisi, depresyon sebepleri, depresyonu önleme yolları

Depresyon nedir?

Depresyon, sürekli üzüntü ve ilgi kaybına neden olan bir duygudurum bozukluğudur. Depresyon aynı zamanda majör depresif bozukluk veya klinik depresyon olarak da adlandırılır.

Çeşitli duygusal veya fiziksel sorunlar, bu rahatsızlığa sahip kişilerin duygu, düşünce ve davranışlarını etkiler. Normal günlük aktiviteler yaparken sorunlar ortaya çıkabilir ve bazen hayatın yaşamaya değmediğini hissedebilir.

Depresyon sadece hastalık ya da kısa vadeli güçsüzlük değildir. Depresyon da hemen çözülebilecek kolay bir problem değildir. Depresyon, tedavi gerektiren, tedavi edilebilir bir hastalıktır. Bazı durumlarda bu tedavi süreci uzun sürebilir.depresyon belirtisi, depresyon sebepleri, depresyonu önleme yolları

Depresyonu olan çoğu kişi tedaviye ilaç, psikoterapi veya her ikisinin kombinasyonu ile devam ederek iyileşebilir.

Depresyon genellikle 20’li ve 30’lu yaşlarda başlar, ancak her yaşta ortaya çıkabilir. Depresyon, kadınlarda erkeklerden çok daha fazla teşhis edilir. Bunun nedeninin kadınların tıbbi yardım alma olasılığının daha yüksek olduğu düşünülmektedir.

Depresyona ne sebep olur?

Depresyona neyin sebep olduğu tam olarak bilinmemektedir. Pek çok ruhsal bozuklukta olduğu gibi, çeşitli faktörler söz konusu olabilir:

Depresyon, kalıtsal faktörlerden etkilenir. Depresyon, durumu olan kan akrabaları olan kişilerde daha yaygındır. Depresyona neden olabilecek genleri belirlemek için araştırmalar devam etmektedir.

Görünüşe göre depresyonu olan insanlar beyinlerinde fiziksel değişiklikler yaşıyorlar. Bu değişikliklerin ne kadar önemli olduğu henüz net değil, ancak araştırmacılar bunların depresyonun nedenlerini belirlemeye yardımcı olacağına inanıyor.

Hormonal dengedeki değişiklikler depresyona neden olabilir. Hormonal değişiklikler hamilelik sırasında, doğumdan haftalar veya aylar sonra, tiroid sorunları, menopoz veya bir dizi başka koşulda ortaya çıkabilir.

Nörotransmiterler, depresyonda rol oynayabilen doğal beyin kimyasallarıdır. Son araştırmalar, bu nörotransmiterlerin işlevindeki değişikliklerin ve bunların duygudurum dengesinin korunmasında rol alan sinir ağlarıyla etkileşimlerinin, depresyonu anlama ve tedavi etmede önemli bir rol oynayabileceğini öne sürüyor.

Ancak:

Düşük benlik saygısı ve çok bağımlı, aşırı öz eleştiri veya aşırı karamsarlık gibi belirli kişilik özellikleri.

Fiziksel veya cinsel taciz, ölüm veya kayıp, zor ilişkiler veya mali sorunlar gibi travmatik veya stresli olaylar.

Alkolizm, bipolar bozukluk, depresyon veya intihar olan genetik akrabaların tıbbi geçmişi,

Lezbiyen, gey, biseksüel veya trans bireylerin etrafındaki ortam elverişli değildir.

Anksiyete bozukluğu, yeme bozuklukları veya travma sonrası stres bozukluğu gibi diğer akıl sağlığı bozukluklarına sahip olmak.

Ağır alkol, sigara veya uyuşturucu kullanımı

Kanser, felç, kronik ağrı veya kalp hastalığı dahil ciddi veya kronik tıbbi durumlar.

Yüksek tansiyon ilaçları veya uyku hapları gibi bazı ilaçların kullanımının insanlarda depresyon riskini artırdığı gözlemlenmiştir.

Depresyon, tedavi edilmezse kötüleşir ve kişinin hayatının tüm yönlerini etkileyen duygusal, davranışsal, sağlık sorunlarına ve komplikasyonlara yol açar.

Kalp hastalığına ve diyabete yol açabilen aşırı kilolu veya obez olmak.

Ağrı veya fiziksel hastalık

Alkol veya uyuşturucu kullanımı

Kaygı, panik bozukluğu veya sosyal fobi

Aile çatışmaları, ilişki zorlukları, işte veya okuldaki sorunlar

Sosyal izolasyon

İntihar düşünceleri, intihar girişimleri veya intihar

Kendi kendine zarar vermek

Prematüre ölüm.

Depresyonu nasıl önleyebilirsiniz?

Depresyonu önlemenin kesin bir yolu yoktur. Ancak stresi yönetmek ve direnci artırarak benlik saygısını artırmak için adımlar atmak önemlidir. Depresyonun kötüleşmesini önlemenin en önemli adımlarından biri, bir sorunun ilk belirtisinde tedaviye başlamaktır.

Zor zamanları atlatmak için, özellikle de ciddi bir kriz sırasında, ailenize ve arkadaşlarınıza ulaşmanız gerekir. Son olarak, semptomların tekrarını önlemek için uzun süreli destekleyici tedavi düşünülmelidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir